- canlı
-
1́s. ve zf.1. 有生命的, 活的: Balıkçı canlı balıklar getirdi. 渔夫带来了几尾活鱼。2. 有力气的, 健壮的; 活跃的, 好动的; 有生气的, 充满生机的: \canlı bir adam 一个健壮的人 \canlı bir çocuk 一个活泼的孩子 \canlı renkler 鲜艳的色彩, 亮色, 明快的色调3. 转́ 生动的, 妙趣横生的: \canlı bir söz 一句生动的话 Öğretmen canlı bir ders yaptı. 老师讲了一堂生动的课。Öyle canlı anlatır ki, kahvenin içi kahkahadan çın çın öter. 他讲得非常生动, 咖啡馆里充满一阵阵的尖叫声。2́is. 活物, 动物, 生物: Oksijen canlılar için gerekli bir gazdır. 氧气对生物来说是必不可少的气体。◇ \canlı bebek 非常漂亮的女人 \canlı canavar 非常调皮的孩子 \canlı \canlı 活的, 鲜活的: Ev bark sahipleri, sandalcıların olta ile tutup oracıkta eski bir leğen içinde canlı canlı sattıkları balıklara bakmadan geçemezlerdi. 船夫们把钓来的鲜鱼就地放在旧盆中摆在那里出售, 一家之主们经过时必然是要看一看的。\canlı cenaze 活尸, 形容槁枯的人, 皮包骨的人, 骨瘦如柴的人: Ali'yi şimdi görsen belki bir canlı cenaze zanneder de korkarsın. 如果现在见到阿里, 你也许会以为他是一具活尸而感到吓人。\canlı fosil 活化石 \canlı gazete 小广播, 活报纸, 热衷于传播各种小道消息的人 \canlı kalıntı 活化石 \canlı madde 动́ 活性物质 \canlı model 真人模特儿 \canlı özdekçilik 哲́ 万物有生论; 物活论; 生命与物质不可分离论 \canlı resim 影́ 动画, 卡通 \canlı yayın 现场直播 \canlısı 喜欢…的人: para \canlısı 财迷 dost \canlısı 好交朋友的人 çocuk \canlısı 喜欢小孩的人
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.